Elvis Presley, popüler müzik tarihinde hem ticari başarıları hem de kültürel etkisiyle istisnai bir yerde duruyor. 1950’lerin ortasında rock’n’roll’un yükselişiyle birlikte, ABD’deki gençlik kültürünün en görünür yüzlerinden biri hâline geldi; country, gospel ve rhythm & blues köklerini bir araya getiren yorum tarzı, dönemin siyah ve beyaz müziği arasındaki sınırları yumuşatan nadir örneklerden biriydi. Sahnede beden dilini özgürce kullanması, televizyon için alışıldık olmayan hareketleri ve dış görünüşü, onu yalnızca çok satan bir şarkıcı olmaktan çıkarıp, dönemin toplumsal dönüşümleriyle birlikte anılan bir simgeye dönüştürdü.